21 Kasım 2024 Perşembe
TÜBİTAK, 6 Şubat 2023 depremlerinin saha bulguları, deprem alanındaki ileri araştırmalar, gelecek senaryolarına ışık tutacak verilerle 203 projeyi içeren deprem araştırmalarının en geniş katılımlı sanal konferansı özetlerini yayınladı.
Türkiye, deprem riski yüksek bir ülkedir. Bu nedenle, deprem tehlikesinin ve etkilerinin azaltılması için araştırma ve geliştirme çalışmaları büyük önem taşımaktadır.
TÜBİTAK tarafından desteklenen 203 deprem araştırma projesi, deprem tehlikesinin belirlenmesi, depreme dayanıklı yapıların geliştirilmesi ve deprem riskinin azaltılması için çeşitli yöntemler ve teknolojileri araştırmaktadır.
Bu projeler, aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Deprem tehlikesinin belirlenmesi: Depremlerin büyüklüğü ve şiddetini tahmin etmek için jeolojik, jeofizik ve sismolojik araştırmalar yapılmaktadır.
Depreme dayanıklı yapıların geliştirilmesi: Depremde hasar görmeyecek veya daha az hasar görecek yapılar için yeni yöntemler ve teknolojiler geliştirilmektedir.
Deprem riskinin azaltılması: Depremin etkilerini azaltmak için politika ve stratejiler geliştirilmektedir.
Projelerin bazı örnekleri:
125. İzmir il Sınırları İçerisinde Yer Alan Holosen-Kuvaterner Yaşlı Fayların Paleosismolojisi: İzmir il sınırları içerisinde yer alan diri fayların geçmişte ürettiği depremlerin sayısını, büyüklüğünü ve tekrarlanma periyotunu belirlemeyi amaçlamaktadır.
177. Radon Konsantrasyonun Marmara Bölgesindeki Fay Zonlarında Iot Donanımlı Yerli Radon Detektörleri İle İzlenmesi, Değerlendirilmesi ve Depremlerin Önceden Tahmininde Kullanılabilirliğinin Güncel Yöntemlerle Araştırılması: Radon gazının depremlerin önceden tahmin edilmesinde kullanılabilme potansiyelini araştırmaktadır.
181. Depremlere Karşı Psikososyal Dayanıklılık: İstanbul İlinde Hazırlıklı Olmayı Artırmaya Yönelik Bir Müdahale Çalışması: İstanbul’da yaşayan insanların depremlere karşı psikolojik ve sosyal dayanıklılığını artırmayı amaçlamaktadır.
RAPORDAN BAZI ÖNEMLİ TESPİTLER
Kahramanmaraş depremleri, Türkiye’nin en büyük depremlerinden biri olarak tarihe geçti.
Hasarın Nedenleri
2023 Kahramanmaraş depremleri sonucunda sahil illerinde su ve dayanma yapıları ile binalarda önemli hasarlar meydana gelmiştir. Hasarların nedenleri arasında zemin etkisi, sıvılaşma, beton kalitesizliği, korozyon ve deprem yönetmeliğinde tanımlanan düzensizlikler sayılabilir. Depremlerin neden olduğu artçı sarsıntıların izlenmesi ve oluşan hasarların nedenlerinin yapısal nedenler dışında araştırılması amaçlanmaktadır.
6 Şubat 2023 Pazarcık Depremi sonucunda DAFS ve ÖFZ üzerinde önemli yüzey kırıkları oluşmuştur. Bu yüzey kırıklarının doğrultuları ve atımları, depremlerin tektonik kaynağını ve fay geometrisini ortaya koymaktadır. Bu depremler, Orta Anadolu levhasının batı-güneybatıya doğru hareketini kontrol eden DAFS ve Doğanşehir–Göksun fay zonunun aktifliğini göstermektedir.
Depremlerin neden olduğu hasarların azaltılması için, bölgedeki yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir.
Deprem riskinin azaltılması için, DAFZ’nin jeolojik ve sismik özellikleri hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
Depremler sonrasında İskenderun-Antakya bölgesinde, sıvılaşma, yanal yayılma, taşkın, kaya düşmesi, heyelan ve dayanma yapısı yenilmesi gibi birçok geoteknik problem meydana gelmiştir.
Radyoaktivite Seviye Kapsamlı Araştırılmalı
Kahramanmaraş ve Hatay depremleri sonrasında, fay kırıklarında doğal radyoaktivite seviyesinde önemli bir artış olmadığı görülmüştür. Bu durum, depremlerin doğal radyoaktivite seviyesini önemli ölçüde etkilemediğini göstermektedir
Kahramanmaraş ve Hatay depremleri sonrasında fay kırıklarında doğal radyoaktivite seviyesinin uzun vadeli etkilerini izlemek için daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Depremlerin doğal radyoaktivite seviyesini nasıl etkilediği konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
Enkaz Kaldırma Çalışmaları Planlanmalı
Deprem sonrası enkaz yönetimi, deprem afetinin ardından enkazların etkin, hızlı, sağlıklı, güvenli ve ekonomik bir biçimde yönetilmesi sürecidir. Bu süreç, planlama, müdahale, kaldırma, ayrıştırma ve iyileştirme olmak üzere dört aşamadan oluşmaktadır.
Kahramanmaraş depreminde, olay yeri müdahale ekipleri arama kurtarma, tıbbi müdahale ve lojistik nedenli sorunlarla karşılaşmıştır. Bu sorunlar, ilk 24 saatte daha ciddi düzeyde hissedilmiştir.
Deprem sonrası enkaz yönetiminin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi için aşağıdaki öneriler sunulmuştur:
Afet yönetimi planlarında, arama kurtarma, tıbbi müdahale ve lojistik konularında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Afet bölgesine ve enkaz alanlarına ulaşımın kolaylaştırılması için gerekli önlemler alınmalıdır.
Kaos ve karmaşanın önlenmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Arama kurtarma, tıbbi müdahale ve lojistik faaliyetlerin güvenli bir şekilde yürütülmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
Haberleşme ve iletişim altyapısının güçlendirilmesi için gerekli yatırımlar yapılmalıdır.
İnsan kaynağının etkin bir şekilde yönetilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Kişisel ihtiyaçların karşılanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Psikolojik destek hizmetlerinin sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Ekipman ve teçhizatın yeterli düzeyde olması için gerekli yatırımlar yapılmalıdır.
Lojistik faaliyetlerin koordineli bir şekilde yürütülmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Hava şartlarına uygun kıyafetlerin temin edilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Ulaşım altyapısının güçlendirilmesi için gerekli yatırımlar yapılmalıdır.
Depremde Hayatını Kaybedenlerin Kimliklendirilmesi Hızlı ve Etkin Olmalı
Depremde hayatını kaybedenlerin kimliklendirilmesi, kayıp yakınlarının acısını hafifletmek ve hukuki sürecin işletilmesi açısından büyük önem taşır.
Adli diş hekimliği, deprem gibi felaketlerde kimliklendirmede önemli bir rol oynayabilir. Dişler, diğer dokulara göre daha dayanıklı ve bireysel özelliklere sahip oldukları için kimliklendirmede güvenilir bir yöntemdir. Ancak, teknik ve bürokratik engeller nedeniyle dişlerden kimliklendirmenin rutin bir şekilde yapılması mümkün olmamaktadır. Bu engeller kaldırılarak, dişlerden kimliklendirmenin daha hızlı ve kolay bir şekilde yapılması sağlanmalıdır.
Afet Sonrası Acil Toplanma Alanları İçin Düzenlemeler Yapılmalı
ASAT’lar, olası bir afet durumunda halkın güvenli bir şekilde toplanması için önceden belirlenmiş alanlardır. ASAT’ların yeterliliği, afet riskini azaltmaya ve afet sonrasında halka daha etkin bir şekilde hizmet verilmesine katkı sağlar.
Malatya’da yapılan saha çalışmasında, ASAT’ların yeterliliğinin arttırılması için öneriler:
ASAT’ların olası afetlere dayanıklı olması için gerekli önlemler alınmalı, barınma ihtiyacını karşılayacak şekilde yeterli büyüklükte ve donanımda olması sağlanmalı, halkın kolayca bulabileceği şekilde işaretlenmesi ve tanıtılması, engellilerin erişimine uygun olması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Deprem Bölgesi için Afet Acil Durum Trafik Yönetimi Saha Çalışması Yapılmalı
Bu çalışmada, olası bir deprem sonrasında trafiğin en etkin bir şekilde yönetilmesi için alınması gereken tedbirler belirlenmiştir. Saha çalışmaları sonucunda, kent içi yollarda bazı noktalarda göçme olduğu, şehirlerarası yol şevlerinde derin yarıkların oluşması ve yol kenarı istinat duvarlarında da yıkımların gözlendiği tespit edilmiştir. Ayrıca, yola doğru yatık vaziyette bulunan ve her an yıkılabilecek binaların önlerinde bir güvenlik şeridinin bulunmaması, yaya ve araçların bu yerleri kullanması da önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır.
Deprem Bölgesinde Yaşanan Yönetsel Problemler ve Koordinasyon Sorunları Giderilmeli
Afetler, can ve mal kaybına sebep olarak ülke ekonomilerine ağır yükler bindirmektedir. Afet yönetimi süreçlerinde yaşanan yönetsel problemler ve koordinasyon sorunları, bu kayıpları artırmaktadır. Bu çalışmada, özellikle akut dönemde yaşanan yönetsel problemler ve koordinasyon sorunları tespit edilmiştir